Beyazıt Meydanı'ndaki Ölü

Los muertos en la plaza Beyazit

Beyazıt Meydanı'ndaki Ölü

Uno está muerto
Bir ölü yatıyor
Diecinueve años, un joven
Ondokuz yaşında, bir delikanlı
En el sol de día, bajo las estrellas de noche
Gündüzleri güneşte, geceleri yıldızların altında
En Estambul, en la Plaza Whiteıt
İstanbul'da, beyazıt meydanı'nda

Uno está muerto
Bir ölü yatıyor
Libro de texto en una mano
Ders kitabı bir elinde
Un sueño que termina antes de empezar en una mano
Bir elinde başlamadan biten rüyası
En abril de los sesenta y sesenta
Bindokuzyüzaltmış yılı nisan'ında
En Estambul, en la Plaza Whiteıt
İstanbul'da, beyazıt meydanı'nda

Uno está muerto
Bir ölü yatıyor
Le dispararon
Vurdular
La herida de bala sopló como un clavel rojo en tu frente
Kurşun yarası kızıl karanfil gibi açmış alnında
En Estambul, en la Plaza Whiteıt
İstanbul'da, beyazıt meydanı'nda

Un muerto mentirá, y su sangre goteará en el suelo
Bir ölü yatacak, toprağa şıpşıp damlayacak kanı
Hasta que mi nación armada venga con canciones populares de freelance y la restringe
Silahlı milletim hürriyet türküleriyle gelip zaptedene zaptedene kadar
La Gran Plaza
Büyük meydanı